Anayurt Oteli
Herkese merhabalar...
Yine yeniden daha önceden sözünü verdiğim güzel bir eser ile karşınızdayım...
Okunması gereken kitaplar bölümümüzde bugün Yusuf Atılgan'ın güzel eseri ''Anayurt Oteli''ni inceleyip değerlendireceğim...
Daha önce ''Aylak Adam''ı incelemiştim, eğer hala okumadıysanız buraya tıklayarak okuyabilirsiniz...
Neden ''Anayurt Oteli'' ?
Eğer ''Aylak Adam''ı okuduysanız Yusuf Atılgan'ın çizgisini biliyorsunuz demektir. Yine aynı edebi anlatımla karşımıza çıkan roman Aylak Adam'da ki ''C'' karakterinin yerini bu roman da ''Zebercet'' isimli bir katip alır...
Psikolojik yalnızlık ve yabancılaşma temasını işler. Psikolojik bir roman diyemem ama psikolojik unsurlar ve çözümlemeler mevcuttur. Eğer benim gibi psikolojinin her şeyini ve her yönünü seviyorsanız kesinlikle okumalısınız...
Daha detaylı olarak konusu bölümünde anlatacağım...
Anayurt Oteli ilk olarak 1973 yılında ''Bilgi Yayınevi'' tarafından basılmıştır. Daha sonra ''Yapı Kredi Yayınları'' tarafından basımı alınmış ve ilk olarak 2001 yılında basılmıştır en son olarak ise 2016 yılında yine ''Yapı Kredi Yayınları'' tarafından basılmıştır. Yukarıda gördüğünüz karikatür tarzı kapak tasarımı 1973 yılında yapılan ilk baskı ve ilk kapak tasarımıdır. Derin olarak incelediğimizde ''suratsız'' bir şekilde bakan kişi ''Zebercet''dir. Böyle ilk tasarım ve ilk baskı kitaplarına hayranım içeriği hakkında düşündüğünüzde, baktığınız da bile size roman hakkında bilgi verebilir...
Daha sonra ki basımlarda Yusuf Atılgan'ın kendi fotoğraflarının bulunduğu baskılar şeklindedir.
Anayurt Oteli, ilk baskı kitap sayfa sayısı 170'dir. En son baskı kitap sayfa sayısı ise 112'dir.
Peki ''Anayurt Oteli''nin Konusu Nedir ?
Kitabın arka kapağında şöyle yazar;
Küçük ayrıntıların tekdüze şaşmazlığında neredeyse takıntılarla sürüklenen bir yaşamın öfkesi de, çaresizliği de büyük oluyor...
Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve unutulmaz bir mekanı...
Türk edebiyatının unutulmaz bir tipi ve unutulmaz bir mekanı...
Romanın ana karakterleri; Zebercet, Ortalıkçı kadın, Gecikmeli Ankara Treniyle Gelen Kadın, Emekli subay, Ahmet Efendi, Saide hanım, Ekrem, Garson ve Kedi'dir...
Tren İstasyonuna yakın Anayurt Oteli‘nin kâtibi Zebercet’tir. Babasının ölümünden sonra oteli işletme işi ona kalmıştır. Babasının oteldeki odasında kalmaktadır.
Romanın başında, otele gecikmeli Ankara treniyle güzel bir kadın gelmiştir. Zebercet çok etkilendiği bu kadının odasında onun unutmuş olduğu havluyla avunmaktadır. Sabah erkenden giden kadın hakkında en küçük bilgisi yoktur. Aynı gün, otele emekli subay olduğunu söyleyen bir kişi daha gelir...
Romanın başında, otele gecikmeli Ankara treniyle güzel bir kadın gelmiştir. Zebercet çok etkilendiği bu kadının odasında onun unutmuş olduğu havluyla avunmaktadır. Sabah erkenden giden kadın hakkında en küçük bilgisi yoktur. Aynı gün, otele emekli subay olduğunu söyleyen bir kişi daha gelir...
Pazartesi günü her zamanki vakitte uyanır. Bir gün önce otelde kalan bazı kişiler borcunu ödeyerek otelden ayrılır. Her günkü gibi gazeteciye parayı öder. Öğleye doğru emekli subay da aşağı İner. Çarşıya gitmektedir. Zebercet rutin işlerine devam eder, berberde bakım yaptırır. Değişiklik yapar kendine ve bıyıklarını kestirir. Sokakta dolaşır. Otele döndüğünde, ortalıkçı kadın üç adamın bavullarını koyup akşama gelmek üzere çıktıklarını söyler. Otelde bir süre için kalan öğretmen çift evlerini tuttukları için ertesi günü ayrılacaklarını haber vermişlerdir...
Aynı gün, biri avukat olan iki adam daha gelir. Salı günü sabah yine aynı şeyleri yapar. Öğretmen çift, hesabı ödeyerek otelden ayrılır. Zebercet, içten içe dört gün önce gelen o güzel kadının köyden geri döneceğini ümit etmektedir. Benzer müşteriler yine gelir ve gider.
Cuma günü, emekli subay elinde valiziyle otelden ayrılır. Ortalıkçı kadın, o gittikten sonra oteli baştan sona temizler. Zebercet, kadının gelmeyeceğini tahmin etmeye başlamıştır. Bu yüzden gelen başka müşterileri geri çevirmeye başlar. Beş gece boyunca kadının kaldığı odada kalır ve avunur...
Cuma günü, emekli subay elinde valiziyle otelden ayrılır. Ortalıkçı kadın, o gittikten sonra oteli baştan sona temizler. Zebercet, kadının gelmeyeceğini tahmin etmeye başlamıştır. Bu yüzden gelen başka müşterileri geri çevirmeye başlar. Beş gece boyunca kadının kaldığı odada kalır ve avunur...
Çarşamba günü, otelin dışına “Kapalı” levhası asar. Zebercet dışarıya gider, sokaklarda gezer, bir meyhanede içer. İsmi Ekrem olan biriyle karşılaşır ve onunla sinemaya gider. Geç saatlerde otele döner. Otel her zamanki gibi kokmaktadır. Otelde iç sıkıntısıyla yatağına uzanır...
Aradan epey zaman geçmiştir. Oteli kapattığı için kimse gelmemektedir. Ortalıkçı kadını da köyüne gönderdiğinden yalnızdır. Otelin defterine kafadan isimler yazmaktadır. Otelden günlerce çıkmaz, gitgide zil de çalmamaya başlar. Sonunda kararını verir. Tavana bir ip bağlar ve ipin sağlamlığını kontrol eder ve başını ipten içeri sokarak çırpınmaya başlar. Anlamsız hayatına son vermiştir...
...YUSUF ATILGAN...
Yusuf Atılgan'ın bugüne kadar; 3 roman, 3 öykü, 2 şiiri, 1 çeviri, 1 piyes yazısı bulunmaktadır. Daha önce incelediğim ''Aylak Adam''ı hala okumadıysanız buraya tıklayarak okuyabilirsiniz...
Roman, Ömer Kavur tarafından aynı adla sinemaya uyarlandı...
...YUSUF ATILGAN...
''Anayurt Oteli''nden Alıntılar;
''...Yüksek sesle konuşulanlar, tartışılanlar hep bilinen şeyler olduğuna göre ülkenin yönetimini asıl etkileyen, düzenleyen şeyler bu fısıltılarda gizliydi anlaşılan...''
Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan
''...Ne bekliyordu ki bu kadından, ya da bir kadından? yüksek sesle "Canın cehenneme" dedi...''
Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan
"...Bir eylemin ertesini, sonuçlarını göze alabilirse ya da bunlara kayıtsız kalabilirse, insanın yapamayacağı şey yoktu...''
Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan
''...Yorumlar, nedenler önemsizdi; kesin değildi. Önemli olan insanın edimleriydi. Değişmez tek bir kesinlik vardı insan için; ölüm...''
Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan
''...Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak. Kasabanın ileri gelenleri için genç adamı öldürtmek çok kolaydı. Gene de, saçma da olsa, tek başına bir şeyler yapılabileceği sanısını veriyordu; insan katılıyordu bu yalana...''
Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan
...YUSUF ATILGAN...
''Anayurt Oteli''ne Kişisel Yorumum;
- Romanın dili sade ve yalın yazılmıştır, yer yer kasaba dili kullanılmıştır.
- Normalde bir otelde bir roman nasıl geçer, sıkıcıdır bu şimdi diyebilirsiniz, yazarın kullandığı tasvirler gerçekten çok güzel ve akıcı bir üslubu var.
- Roman üçüncü tekil şahıs tarafından anlatılmakta fakat iç konuşmalar ve çözümlemeler de bulunmakta.
- Aylak Adam'da olduğu gibi yazarın güzel bir çizgisi var ve bu çizgi okuyucuları kitaba bağlıyor, keşke vadesi yetse de daha çok roman yazsa da okusaydık bu tarzda diyebileceğimiz bir kişilik.
- Her edebiyat severin kütüphanesinde muhakkak bulunması gereken bir eserdir.
- OKU👌👌👌
👇
Öneri; Bunu okuyan buna da okuyor. Tıklayınız.
Öneri; Bunu okuyan buna da okuyor. Tıklayınız.
Sosyal medya:
Blog Yazarı Coşkun Soylu;
Blog Yazarı Coşkun Soylu;
Arkadaşlar yazımı okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Lütfen takip etmeyi ve devamının gelmesini istiyorsanız beni takip edip yorumlanmasını istediğiniz kitabı yorumlarda yazmayı unutmayın...!
Diğer yazılarım için;