Bu Blogda Ara

Powered By Blogger

18 Mart 2017 Cumartesi

Yaprak Dökümü

Yaprak Dökümü


Herkese merhabalar...


Okunması gereken kitaplar bölümümüzde bugün büyük yazar Reşat Nuri Güntekin'in muhteşem eseri ''Yaprak Dökümü''nü inceleyip değerlendireceğim..
Her blog yazımda söylediğim gibi hiçbir esere okunmalı veya okunmamalı diye değerlendirilmemelidir, her esere saygı gösterilmelidir...
Daha önce ''Çalıkuşu'' romanını incelemiştim. Eğer hala okumadıysanız buraya tıklayarak okuyabilirsiniz...




Neden ''Yaprak Dökümü'' ?

Böyle toplumsal batılılaşma hareketleri olur ya hani tarihte onu da kaleme alır yazarlar doğrusuyla yanlışıyla, işte öyle romanlara bayılıyorum ve genelde öyle romanları sizinle paylaşmaya çalışıyorum...

Meşrutiyet sonrası batılılaşma hareketlerinden dolayı yazılan kitap, dönemin bulantılı ve sıkıntılı zamanlarını anlatır...

Daha detaylı olarak konusu bölümünde anlatacağım...






İlk baskısı 1930 yılında yapılmıştır.. Hemen yukarı da görmüş olduğunuz ak saçlı insanlar bulunan tasarım ilk baskısıdır. Daha sonra sade bir tasarımla girişte gördünüz baskı 2008 yılında İnkılap Kitapevi tarafından yapılmıştır. Toplamda 56 kez baskıya girmiştir... Toplamda 136 sayfadan oluşur...



Peki ''Yaprak Dökümü''nün Konusu Nedir ?







Konusu genel olarak gelenek göreneklerine bağlı, özellikle ahlaki konularda çok titiz olan Ali Rıza Bey ile batılılaşma hareketine karışarak daha zengin bir hayat yaşamak isteyen çocukları arasındaki çatışma işlenmiştir...

Romanın ana karakterleri; Ali Rıza Bey, Hayriye hanım, Şevket, Ferhunde, Tahsin, Fikret, Leyla, Necla, Ayşe, Leman, Muzaffer'dir...




Ali Rıza Bey, hayatını memuriyetle devam ettiren, namusuna ve ahlaka son derece düşkün beş çocuklu bir ailenin babasıdır. Trabzon’da çalıştığı bir iş yerinden ayrıldıktan sonra İstanbul’a gelip Bağlarbaşı’ndaki babadan kalma eve yerleştiler. Bir süre işsiz gezdikten sonra, Muzaffer adındaki eski öğrencisinin ona sağladığı imkanla işe girer...


Her şey kızları Leyla ve Necla’nın arkadaşları olan Leman'ın Ali Rıza Bey’den iş istemesiyle başlar. Ali Rıza Bey Leman’a çalıştığı yerde bir iş bulmuştur, fakat Leman bir süre sonra patronu Muzaffer Bey’le bir ilişki yaşar ve hamile kalır. Ali Rıza Bey bunu duyunca kendini suçlar ve Muzaffer Bey’den Leman ile evlenip onun namusunu temizlemesini ister.Patronu bunu kabul etmeyince Ali Rıza Bey bu olayı gururuna yediremeyip işten ayrılır...


Daha sonra oğlu Şevket’in bir iş bulduğunu öğrenince bir parça sevinmiştir. Fakat bir süre sona Ali Rıza Bey’in karısı Hayriye Hanım ve kızları Necla ile Leyla artık eve para getirmediği için ona saygı duymuyorlar ve onu aşağılamaktadırlar. Bir gün, Şevket iş yerinde evli bir kadınla ilişkiye girdiğini ve o kadınla evlenmek istediğini söyler. İlk başta Ali Rıza Bey bu olaya itiraz etse de daha sonra Şevket’in Ferhunde ismindeki kadını ne kadar çok sevdiğini görmüştür. Fakat, gelin Ferhunde eğlenceye ve modern hayata alışkın biridir ve evde gece toplantıları yapılmaya başlanır...


Evin ortanca kızları olan Necla ve Leyla’nın eğlenceye ve lükse olan düşkünlükleri artar.Böylelikle Ferhunde’nin evdeki hakimiyeti iyice artar. Evin en büyük kızı olan Fikret bu olanlara daha fazla dayanamayacağını anlar ve Adapazarı’nda yaşayan bir adamla adamın çocuklarına bakma koşuluyla evlenmeye karar vermiştir. Fikret’in evden gidişiyle daldaki yapraklardan biri kopar. Şevket’in kazandığı para ve Ali Rıza Bey’in emekli maaşı evde yapılan eğlencelere harcanmaktadır. En sonunda elde hiçbir şey kalmaz. Şevket çareyi çalıştığı bankadan zimmetine para geçirmekte bulur. Aldığı parayı yerine koyamayınca hapse girer. Böylelikle dalın ikinci yaprağı da kopar. Ferhunde bu hayat daha fazla dayanamayacağını söyleyerek evi terk eder...


Bunun sonucunda üçüncü yaprak da kopmuş olur. Daha sonra Necla da kendini zengin gösteren bir Suriyeli adam ile evlenir. Fakat mutlu değildir ve babasından yardım istemek için mektup yollar. Ali Rıza Bey ise onun bu isteğini reddeder ve yaşamına devam etmesini söyler. Böylece dalın dördüncü yaprağı da kopar. Leyla zengin bir avukatın metresi olur ve Ali rıza Bey bunu bir arkadaşından öğrenir. Namusuna düşkün olan Ali Rıza Bey Leyla’yı evden kovar . Leyla avukatın Taksim’de tuttuğu eve yerleşir. Böylece dalın son yaprağı da kopmuş olur. Nihayetinde Ali Rıza Bey Leyla’nın eve gelmesini kabul eder ama kendisi evden ayrılacaktır...


Adapazarı’nda olan kızı Fikret'in yanına gider ve Fikret'in orada mutsuz olduğunu görür. Kocası ve üvey çocuklarıyla arası iyi değildir. Bunu gören Ali Rıza Bey İstanbul’a geri döner ama birkaç gün eve gitmez. Daha sonra hasta olur ve eski bir arkadaşı sayesinde hastaneye kaldırılır. Bir gün Hayriye Hanım ve kızı Leyla hastaneye gidip onu alırlar ve Taksim’deki eve giderek yaşamlarına orada devam ederler...





Reşat Nuri Güntekin




Reşat Nuri'nin bugüne kadar, 19 roman7 hikaye1 gezi yazısı15 oyun yazısı bulunmaktadır...Her bir romanı okunması gereken bu büyük ustaya ileri ki günlerde diğer romanlarını da değerlendireceğim...

Daha önce incelediğim ''Çalıkuşu''nu hala okumadıysanız buraya tıklayarak okuyabilirsiniz...

Eser, 1957 ve 1967’de sinema filmi, 1988’de ve 2006’da televizyon dizisi olarak uyarlanmıştır...

Yazar, eseri tiyatro oyununa dönüştürmüş ve tiyatro eseri olarak da yayımlamıştır...




Reşat Nuri Güntekin




''Yaprak Dökümü''nden Alıntılar;






"...Beklemediğin zamanlarda olur, ne olacaksa..."
Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin 







''...Ben eski bir insanım. Anlaşmamıza imkan yok. İnsanların paradan başka şeylerle de mesut olacaklarına inanarak yaşadım. O kanaatle öleceğim...''
Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin 







''...Çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin..? Beğenilmediğini, her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin diye mi..? Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar faydasız bir şeydi...''
Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin 








''...Anlaşılan çocuklarla fincan takımları arasında pek fark yoktu. Kırıla kırıla bir tek kaldıkları gibi işe yaramaz oluyorlar, bir köşeye atılıyorlardı...''
Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin 






''...Ali Rıza Bey, filozof adamdı. İnsan olanın başına her şeyin gelebileceğine ihtimal verirdi. Fakat, doğruluk ve namusunun bir gün, çocukları tarafından bir büyük ayıp, affedilmez bir kabahat gibi başına kakılacağını hiç aklına getirmemişti...''
Yaprak Dökümü - Reşat Nuri Güntekin 








Reşat Nuri Güntekin






''Yaprak Dökümü''ne Kişisel Yorumum;


  • Roman da toplumsal gerçekler tarafsızlıkla ele alınmış, realizm akımının etkisi görülür.
  • Batılı toplum ve kendi toplumu arasında yaşanan kültür farkını ortaya koymaktadır.
  • Dili gayet sade, anlaşılır ve olay örgüsü akıcıdır.
  • Verilmek istenen mesaj açıktır ve kullanılan dil muhteşem bence, 33 bölümden oluşan romanı bir çırpıda okuyabilirsiniz.
  • Türk edebiyatının saygın ve sayılı eserleri arasında, tüm kitap severlerin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser.
  • En son şunu demek istiyorum; -Aman tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey...👪
  • OKU👌👌👌


👇
Öneri; Bunu okuyan buna da okuyor. Tıklayınız.










Sosyal medya:

Blog Yazarı Coşkun Soylu;







Arkadaşlar yazımı okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Lütfen takip etmeyi ve devamının gelmesini istiyorsanız beni takip edip yorumlanmasını istediğiniz kitabı yorumlarda yazmayı unutmayın...!

Diğer yazılarım için;



1 yorum: