Okunması Gereken Kitaplar: Gölgesizler

GÖLGESİZLER

Merhaba Arkadaşlar...

Okunması gereken kitaplar bölümümüzde bugün Hasan Ali Toptaş'ın eseri ''Gölgesizler''i inceleyeceğiz... Her zaman söylediğim gibi eser eleştirilebilir lakin okunmalı veya okunmamalı diye bir değerlendirme yapılmamalıdır...

Neden ''Gölgesizler'' ?

Eğer postmodern bir kitap okumak istiyorsanız ve ikilem arası diyaloglarla tasvir edilsin diyorsanız, zaman kavramı ve yer çeşitliliği de yanında olsun diyorsanız çok hoşunuza gidecek bir romandır...

İki farklı zaman ve iki farklı mekan kullanılarak yazılmış romanda ana karakterlerden Cıngıllı Nuri'nin ruhunun daraldığını söyleyerek şehirdeki berber dükkanından çekip gitmesiyle başlayan olaylar, başka ortadan kaybolmalarla devam eder ve bir gazetede, bir genç kızın ayı tarafından kaçırılma haberinin çıkmasıyla son bulur...

Şiirsel dokunuş ve üsluplara da yer veren yazar zamanda yaşanan olayları gelecekte de yaşatmaktadır..

Daha detaylı olarak konusu bölümünde bahsedeceğim...

''Gölgesizler'' 1993 yılında ilk basımı yapılmıştır ve yukarıda mavi kapak tasarımı ile okuyucu ile buluşmuştur. Ne güzel demi okuyucu ile buluşmak, bence buluşmaların en güzeli... İlk basımını ''Can Yayınları'' ile yapan ''Gölgesizler'' daha sonra ''İletişim yayınları'' ile diğer baskılarını yapmıştır. Romanın kapak tasarımları her birinde değişik ve ilginç kapak tasarımları ile karşımıza çıkar. Zaten kitabın içeriği de böyle, hemen okuyucuyu etkisi altına alıp, çıkılmaz ve zor yerlere tasvirlerle okuyarak yaşatıyor... Gölgesizlerin toplam 226 sayfadan oluşmaktadır...

Peki ''Gölgesizler''in Konusu Nedir?

Roman ilk olarak İstanbul'da bir berber salonunda başlıyor. Berber bir gün şans eseri bir köye gider ve orada ki berberin yıllar önce kaybolduğunu öğrenir ve hala duran onun berber salonunu tutar ve roman yeniden şekillenir...

Romanın ana karakterleri; Berber, Çıngıllı Nuri, Nuri'nin eşi, Güvercin, Muhtar, Bekçi, Cennet, Cennet'in oğlu, Hamdi, Reşit, Mustafa, Ramazan, Rıza'dır...

Yerleştiği köyde garip olaylar olmaktadır ve bir kaç zaman sonra köyün güzel bir kızı olan ''Güvercin'' ortadan bir anda kaybolur ve köyün bekçisi, muhtar ve bazı köylüler ile birlikte ''Güvercin''i aramaya düşerler. Şüphelendikleri zarif ruhlu ve biraz edebi düşünen bir genç vardır ve köyün muhtarı kendi dayak yöntemleri ile kızı onun kaçırdığından emindir ki döverek sorgular. Bir sonuç çıkmayınca genç aklını yitirir...

Bu sırada köyün eski berberi yıllar sonra ilginç bir şekilde geri döner fakat bu sefer karısı kaybolmuştur. Durumun ciddiyetini anlayan muhtar kasabaya jandarmaya haber vermeye gider ve ondan da bir daha haber alınamaz...

Köyde Güvercini bulmak için farklı yollar denense de bulunamaz ve en son batıl inançlı birinin fikri ile ''aşk büyüsü'' yapmaya karar kılarlar. Büyüyü yaparken orada bulunan bir genç değişik bir şekilde büyüden etkilenerek ölür ve büyüden hemen vazgeçilir...

Köyde ki olaylar iyice çığırından çıkınca berber şehre geri dönmeye karar verir ve döner.

Daha sonra bir gün işte bir gazetede bir haber görür ve haber şöyledir; köyde bir kızı ayı kaçırmıştır ve parçalayarak canını almıştır...

...HASAN ALİ TOPTAŞ...

Hasan Ali Toptaş'ın bu güne kadar; 7 roman, 4 öykü, 2 deneme, 1 çocuk romanı, 1 de şiir'i vardır. İlerleyen günlerde diğer güzel romanlarını da okuyup inceleyeceğim...