Okunması Gereken Kitaplar: Mai ve Siyah

MAİ VE SİYAH

Merhabalar...

Okunması gereken kitaplar bölümümüzde bugün müthiş yazar Halid Ziya Uşaklıgil'in müthiş eseri ''Mai ve Siyah''ı değerlendirip yorumlayacağız...

Her zaman söylediğim gibi hiç bir eser okunmalı veya okunmamalı diye değerlendirilmemelidir, her esere saygı gösterilmelidir...

Neden ''Mai ve Siyah'' ?

Gerçek ve objektif olan roman, zamanın toplumsal değerlerini ve toplumsal sorunlarını ana karakterinin hayatı üzerinden okuyucuya anlatmaya çalışır. Yer yer romantik yer yer gerçekçi betimlemelerle zamanın sanat çizgilerini güzel bir yorumla tasvir eden roman sosyokültürel durumu da anlatmıştır...

Daha detaylı olarak konusunda anlatacağım...

İlk olarak 1897 yılında basımı yapılan kitap belirli kapak tasarımı ve yayın evleri ile değişime girmiştir. En son basım tarihi 2008 olan roman çok sade bir kapak tasarımı vardır. İlk olarak ''İnkılap Yayınları'' ile basılan kitap, en son ''Özgür Yayınları'' ile basılmış ve en üstte koyduğum kapak tasarımına sahiptir. Toplamda 328 sayfadan oluşur...

Peki ''Mai ve Siyah''ın Konusu Nedir?

Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesini konu alır...

Romanın başlıca ana karakterleri; Ahmet Cemil, İkbal, Hüseyin Nazmi, Vehbi bey, Lamia, Raci, Ali Şekip'tir...

Ahmet Cemil Mülkiye’de okur. Babası öldüğü için annesi ve kız kardeşine bakmaktadır. Okuldan sonra, kitapçılara polisiye hikayeler çevirir. Aslında edebiyatı sever, bu tür işler onu açmaz. Ama geçinebilmek için çalışmak zorundadır. Ayrıca, zengin aile çocuklarına özel dersler verir. Onların türlü kaprisleri, şımarık tavırları kendisini sıkar. Çaresizlik içinde katlanır...

Arkadaşları, Mir’at-ı Şuun gazetesine başvurmasını öğütlerler. Gazeteye bir roman çeviricisi aranmaktadır. Ahmet Cemil işe başlar, durumu biraz düzelir. Bu arada mülkiye sınavlarına da girerek okulu bitirir. Amacı edebiyat alanında üne ermektir. Bunun için, boş zamanlarında özenle bir esere çalışır. Tatlı hülyalar kurar. Gazetenin başyazarı Ali Şekip ile okuldan arkadaşı Hüseyin Nazmi, onun en sevdiği kişilerdir. Ahmet Cemil, Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yı bir kez görmüş ve gönlünü kaptırmıştır. Bir gün gazetenin sahibi ölür. Yerine oğlu Vehbi Efendi geçer. Ahmet Cemil’in kız kardeşi ile evlenir. Sonuç hiç de iç açıcı değildir. Kaba ve bencil bir adam olan Vehbi Efendi sık sık karısını döver. Bir keresinde karnına tekme atar. Kadın hastalanır ve çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil dayanamaz, kız kardeşini evine getirir. Ona özenle bakar, fakat kadıncağız çok hırpalandığından bir süre sonra ölür. Vehbi Efendi de Ahmet Cemil’i gazeteden kovar...

Zengin bir ailenin oğlu olan Hüseyin Nazmi, dış işlerinde iyi bir görev alarak Avrupa’ya gitmeye hazırlanır. Her zaman oturdukları kahvede arkadaşına bu müjdeyi verir. Ayrıca, kız kardeşi Lamia’nın da bir subayla nişanlandığını söyler. Lamia’yı içten içe seven Ahmet Cemil bu habere çok üzülür. Çünkü onunla evlenmeyi düşünmektedir. Belli bir işi, parası olunca ortaya çıkacak ve onu alacaktır.

Bütün bu acı olaylar Ahmet Cemil’i sarsar. Üzerine titrediği eserini bir bunalım anında ocağa atıp yakar. Gereken makamlara başvurarak uzak bir yerde kaymakamlık alır. Annesiyle İstanbul’dan ayrılır ve daha sakin bir hayat yaşamayı planlamaktadır...

...HALİD ZİYA UŞAKLIGİL...

Usta kalem Halid Ziya'nın bugüne kadar; 9 roman, 17 hikaye, 1 deneme, 2 şiir, 3 hatıra yazısı ve bir çok makalesi vardır. İlerleyen günlerde tabi ki ölümsüz eser ''Aşk-ı Memnu'' romanını da inceleyeceğim...